Serik Tarihçesi
1919
10:11
27.11.2020

Serik Tarihi

 

        1925-1926 kayıtlarında nahiye statüsünde olan Serik, Cumhuriyetin ilk yıllarında 30 Mayıs 1926 tarihinde kabul edilen, 26 Haziran 1926 tarih ve 404 nolu Resmi Ceride (Bugünkü Resmi Gazete) 'de yayınlanan 877 numaralı 'Teşkilat-ı Mülkiye Kanunu'nun ikinci maddesinde dört numaralı cetvele kayıtlı, yeniden teşkil edilen 18 kaza arasında yer almıştır. Bu kanuna göre Kökez, Belpınar ve Kürüş Mahallerinden oluşan Serik kazası 26 Haziran 1926 tarihinde kurulmuştur.1926-1927 yılı kayıtlarına göre Serik'in ilk Kaymakamı Rifat Bey, Malmüdürü Nüzhet Bey'dir.

        1926 yılında Serik'te Belediye Teşkilatı, Adliye, Özel İdare, Tarım, Ziraat, Orman Teşkilatı, tek doktor ve belediye ebesi ile hizmet veren Hükümet Tabipliği, Jandarma Bölük Komutanlığı, Kökez Mahallesi, Yeni Mahalle, Belpınar Mahalle Muhtarlıkları oluşturulmuş olup Serik'te tek nahiye Gebiz Nahiye Müdürlüğü ile Jandarma Karakolu ve Yanköy Köyünde asayiş karakolu bulunmaktaydı. 1928 yılı Dâhiliye Vekâleti kayıtlarına göre, Serik İlçe Merkezine 56, Gebiz Nahiyesinde 21 olmak üzere Serik Kazasına 77 köy bağlı idi. Cumhuriyet'in ilk yıllarında bazı köylerin birleştirilmesi ve köy statüsünde olan bazı aşiretlerin iskân edilerek bir köyün mahallesi konumuna düşürülmesi Serik kazasının nahiyelerine bağlı köy sayısının düşmesine sebep olmuştur.         1940 yılına gelindiğinde merkez ilçeye 43, Gebiz Beldesine 18 köy olmak üzere 61 köy bağlıydı.

        Halen Serik; İlçe Belediyesi ve 66 Mahalleden oluşan 120.790 nüfusa sahip, Antalya'nın 6. büyük ilçesi konumundadır.

Bugün ilçe bazında kuruluşunu tamamlamış ve faaliyette bulunan Kaymakamlık Yazı İşleri Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Müdürlüğü, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, İlçe Sağlık Müdürlüğü, Devlet Hastanesi, Malmüdürlüğü, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Tapu Müdürlüğü, İlçe Müftülüğü, Halk Kütüphanesi, Gençlik Hizmetleri ve  Spor İlçe Müdürlüğü, Orman İşletme Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu Merkez Müdürlüğü, PTT Müdürlüğü, EDAŞ İşletme Müdürlüğü, DSİ Başmühendisliği, Türk Telekom İşletme Şefliği, Kadastro Şefliği gibi kurumlarımız marifetiyle halkımızın ihtiyaç ve sorunları giderilmekte, devletin hizmet ve görevleri yerine getirilmektedir.

        Yine Devletin Adalet hizmetleri bağımsız yargı kuruluşlarımız tarafından yerine getirilirken yerel anlamda halkın ihtiyaç ve sorunlarının gidermek üzere 1 İlçe Belediye teşkilatımız bulunmaktadır. Adli ve Askeri teşkilatı dışında Genel ve Yerel İdare kuruluşlarının yönetim ve genel koordinasyonu ile kurumlar arası eşgüdümün sağlanması hizmetleri Merkez Mahallesi Atatürk Caddesinde bulunan ve 1946 yılında inşa edilen Hükümet Konağı merkezli olarak sürdürülmektedir.

 

Serik Turizm

Spa Turizmi

 

Türkiye'de sağlık turizminin ana ekseni termal turizm olsa da, dünyada termal turizm, SPA olarak adlandırılan daha geniş bir turizm türünün bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde de termal turizm haricindeki diğer SPA aktiviteleri de hızla gelişme kaydetmektedir. Su ile gelen iyilik anlamına gelen bu terim, Roma döneminden beri termal ya da deniz suyunun ağırlıklı olarak kullanıldığı vücut bakımı ve tedavileri için kullanılmaktadır. SPA turizminde ortalama kalış süresi diğer turizm türlerine göre daha uzundur.

        Belek, Kadriye ve Boğazkent dünya standartlarının ötesine geçme başarısını elde etmiş, profesyonel kadrosu ve her ayrıntısı düşünülerek tasarlanmış dünyanın en iyi SPA otellerine ev sahipliği yapmaktadır.

 

Kongre ve Toplantı Turizmi

 

            Kongre turizmi, giderek artan kongre ve konferans faaliyetlerinin ortaya çıkardığı turizm koludur.

           Tarih ve kültür açısından zengin olan ilçemiz birinci sınıf otel konaklama hizmeti, tesis sayısı, dünyanın belli başlı şehirlerine kolayca ulaşım, Avrupa ülkelerine yakınlık, doğal güzellikler, uygun iklim koşulları ile ideal bir kongre merkezidir. Ayrıca uçsuz bucaksız kumsalları, mavi bayraklı temiz denizi, kendine özgü ormanları ve uluslar arası standartlardaki tatil köyleri ve golf tesisleriyle Akdeniz'in turizm cenneti olan ilçemiz, Türkiye'nin kongre turizminde marka olma yolunda da hızla ilerlemektedir. Maliyet avantajı bu ilerlemeye yardımcı olan başlıca özelliktir.

        HABİTAT II'nin İstanbul'da yapılmasıyla önemi ortaya çıkan 'Kongre Turizmi' bölge otellerimizin fiziki imkanlarıyla yaygınlaşma fırsatı bulmuştur. Sayısız ulusal ve uluslararası konferansa başarıyla ev sahipliği yapan Serik, yıl boyunca ulusal ve uluslararası tıp, bilim kongrelerine, Türkiye'nin en saygın firmalarının toplantılarına ev sahipliği yapmaktadır.

 

Yayla Turizmi

 

        Değişen turizm anlayışına paralel olarak, doğa ile bütünleşen, çevreye duyarlı, farklı kültür ve yaşam biçimleriyle bütünleşmeye olanak sağlayan turizm ürünlerine yönelik ilgi artmaktadır. Kendine has coğrafya ve iklime sahip olan Türkiye'nin zengin yaşama kültürü içindeki yayla yaşantısı çok önemli yer tutar. Türkiye yaylaları, tüm dünyanın giderek daha fazla birbirine benzemeye başladığı yeni bin yılda, geçmişten gelen ve tadı yaşandıkça fark edilen; günümüz modern yaşamına göre doğulu ve egzotik, tabiattan uzaklaştığımız ölçüde otantik yaşama biçimi olarak kuşatıcı ve farklı yaylalardır. Yaylalar, bakir tabiatın kirlenmemiş havasını, billur gibi soğuk suları, yazın en sıcak günlerde bile korunma ferahlatıcı serinliği, büyüleyici güzellikte manzaraları, tabii ortamlarında yetişen hayvanlardan elde edilen ve yapılan gıdaları da sunarlar.

        Serik bölgesi yaylaları; bozulmamış doğal yapıları, yaşayan yöre kültürü, birçok bitki türünü barındıran doğası, huzuru ve daha sayılabilecek birçok özelliği ile alternatif turizm merkezlerinden biri olmaya adaydır. İlkbaharla birlikte çiğdemler çiçek açtığında Yörükler hayvanlarını otlatmak için Toros yaylalarına çıkmaya başlarlar. Akdeniz sıcaklıklarının etkili olduğu yaz aylarında ise çevre yerleşmelerden serin yaylalara çıkışlar giderek hızlanır.

        Bitki türleri bakımından çok zengin olan Toros Dağlarında; kıyıdan başlayarak rakım yükseldikçe bitki türlerinde de değişiklik ve çeşitlilik başlar. Narenciye bahçeleri, maki türleri, sandal, meşe türleri, çınar, yabani zeytin, böğürtlen, melengiç, kesme, funda, sakız ağacı, erguvan, kocayemiş, karaçalı, kızılcık, defne, çam türleri, ardıç türleri, kayın, toros köknarı, sedir ağaçları ile mevsimine göre kardelen, yabani siklamen, nergis, sümbül, gelincik, kekik, lavanta, nane, semizotu, papatya, lale vb. gibi bitkilere çok sıkça rastlanır.

        Yayla etkinlikleri, yayla kültürü ve bozulmamış doğada yaşamak, diğer insanların da ilgisini çekmiş ve bu yaşama tarzına katılmalarını sağlamış, sonuç olarak da "yayla turizmi" şeklinde bir turizm çeşidini meydana çıkartmıştır. Doğal ve kırsal kültürel değerlerin büyük bölümünün varlığını canlı olarak sürdürüyor olması ile de Serik bölgesi yayla turizminin geliştirilmesi açısından önemli bir konumdadır.

 

Akarsu Turizmi

 

        Toros Dağları'ndan doğarak doğa harikası kanyonlardan geçen Köprüçay, Serik'in güneyinden Akdeniz'e dökülür. İki tarafı dik, çıkılması hemen hemen imkansız olan kanyonlardaki yeraltı suları ile beslenen Köprüçay, Türkiye'nin en güzel tabii rekreasyon alanlarından birisini teşkil eder. Bunun yanı sıra, nehir kenarındaki kaleler, su kemerleri, Roma devrine ait köprüler ve tarihi yollar gibi pek çok arkeolojik kaynaklar bu yörenin önemini artırmaktadır.

        Zengin doğal kaynaklarına sahip olan Türkiye su sporları için ziyaretçilerine önemli bir akarsu turizmi potansiyeli sunmaktadır. Ülkemizdeki tarihi, arkeolojik, kültürel ve otantik değerlerine uyum sağlayan akarsu turizmi, çevrenin ve diğer turizm çeşitleriyle bir bütün oluşturmaktadır.

 

Turizm Açısından İlçemizin Avantajları

 

        Serik ilçe merkezi, Antalya'nın 38 km doğusundadır. 22 km kıyı şeridine sahip olan ilçe merkezi denizden 8 km içeride, 26 metre yüksekliktedir. İlçe, kısmen dalgalı ovalık bir arazi üzerinde kurulmuştur. İlçenin yüzölçümü 1.550 km² dir. Bunun 45.360 hektarı tarım arazisi, 65.764 hektarı da orman arazisidir. Serik İlçesi batıda Antalya merkez ilçe; doğuda Manavgat; kuzeyde Burdur'un Bucak ilçesi ile Isparta'nın Sütçüler İlçesi; güneyde ise Akdeniz ile çevrilidir. Antalya Havaalanına 25 km uzaklıkta olan ilçemizin sahil beldeleri olan Belek, Kadriye ve Boğazkent' te 55 otel mavi bayrağa sahip bulunmaktadır.

        İlçemizde toplam 8 adet 5 yıldızlı tatil köyü, 47 adet 5 yıldızlı otel, 10 adet 4 yıldızlı otel, 3 adet 3 yıldızlı otel, 1 adet 2 yıldızlı otel, 11 adet golf tesisi, 1 adet özel konaklama tesisi, 1 adet turizm kompleksi bulunmaktadır. Toplamda 28.680 oda ve 62.062 yatak kapasitesine sahip olan konaklama tesisi vardır. Bölgede bulunan küçük işletmelerle beraber, yaklaşık 55.000 kişiye konaklama imkânı sunulmaktadır.

        Antalya'nın önemli turizm merkezlerinden biri olan Serik'te deniz, kum, güneş ve tarihin birlikteliğini hissetmemeniz neredeyse imkansızdır. Ilıman iklime sahip ilçemiz, hem yaz hem de kış aylarında tatilini sıcak bir bölgede geçirmek isteyen turistler için cazibe merkezidir.
        Doğal ve tarihi güzellikleri, farklı tatil ihtiyaçlarına cevap veren turizm çeşitliliği ile Serik Bölgesi'nin gelecekte de Akdeniz'in turizm merkezi olacağı düşünülmektedir. Ortalama % 55 olan nem miktarına sahip ve yılda yaklaşık 300 günü güneşli olan ilçemizde Akdeniz iklimi hâkimdir. İklimin ılıman olması hem yaz hem de kış mevsiminde tatilini sıcak bir bölgede geçirmek isteyen turistler için önemli bir etkendir. Kışın dahi denize girmenin mümkün olabildiği Akdeniz'de deniz suyu ısısı ortalama, Ocak ayında 17,6 °C, Nisanda 18,0 °C, Ağustosta 27,7 °C ve Ekimde 24,5 °C'dir. Deniz faaliyetleri sadece yüzme ve serinleme ile sınırlı kalmamaktadır.
        Tamamen kum olan ve genişliği 80 m ile 150 m arasında değişen sahillerde gün boyu güneşlenme ve yürüyüş yapma imkânı vardır. Gezinti tekneleri ile yapılabilecek deniz turları, deniz motorları ile yapılabilecek paraşüt ve yelken sporlarını yapmak mümkündür. Denize yakın olan beş yıldızlı oteller, turistlere sadece yatak ve yemek imkânları ile sınırlı kalmayan farklı tatil imkânları sunmaktadır. Disko-bar tarzı eğlence merkezlerinin yanı sıra, Türk geceleri gibi kültürel faaliyetler, farklı sportif etkinlikler, alışveriş imkânı, toplantı ve kongre salonları, SPA, sauna-hamam gibi sağlık aktiviteleri de otellerde misafirlere sunulmaktadır.

 

Serik Doğa

 

Biyolojik Çeşitlilik Koruma ve Eko Turizm

 

        Üniversitelerden alınan danışmanlık hizmetleri ile Belek Turizm Merkezi'nin flora ve hayvan varlığı (fauna) çeşitliliği envanterleri çıkarılmış ve 52 alt projeden oluşan Belek 2000 projesi hazırlanmıştır. Turizm Merkezinde 574 bitki, 29 endemik (sadece Türkiye'de bulunan) bitki, 1 adet relik endemik (dünyada sadece Belek'te bulunan) Serik Armudu (Pyrus Serikensis) tespit edilmiş. Kuş türleri için güvenli olan Belek bölgesinde belirlenmiş 109 kuş türü bulunmaktadır. (Bu sayı Türkiye'nin kuş türlerinin ¼'ü kadardır)

        Bölge plajları, deniz kaplumbağaları (Caretta caretta) için önemli yuvalama alanlarından biridir. BETUYAB olarak 1999 yılında Hacettepe Üniversitesi'nden danışmanlık hizmeti alınarak, yaklaşık 30 km'lik sahil şeridinde "Belek Deniz Kaplumbağaları 1999, 2000 ve 2001" adları ile koruma projesi başlatılmış ve bu projenin uluslararası örnek olması amaçlanmıştır..

 

 

BİTKİ CENNETİ

 

        Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümünün yaptığı araştırmalar sonucunda Antalya'da da 600 endemik (dünyada sadece sınırlı bölgelerde doğal olarak yetişen) bitki türü bulunduğunu, "Dünyada sadece Antalya'da yetişen 200'e yakın bitki türünün varlığı ortaya konulmuştur. İlçemiz de bu özelliği bünyesinde barındırmakta olup özellikle kendi adıyla anılan (Serik armudu ) bir bitki türüne sahiptir.

        Turizm faaliyetleri ve hızlı kentleşme, orman yangınları gibi tehditler neticesinde zarar gören bitkiler için önlemler ilçe genelinde alınmış olup bu konuda kamuoyu oluşturulması faaliyetleri de başlamıştır.

Bir ekosistemin genel dengesini düzenleyen bitkiler doğadaki en etkili unsurlardandır. Çünkü bitkiler diğer canlılara pek çok hayati fonksiyonu sağlar.

        Çevreye saygılı bir turizm anlayışının dünyada kabul gördüğü günümüzde yapılan araştırmalar sonucunda, ilçemizi tercih eden çevre bilinci yüksek turistlerin sayısının giderek arttığı görülmektedir. Bu anlamda gerek Serik'te gerekse beldelerinde (1995-1996 yıllarında Dünya Bankası Hayatı Koruma Derneği ve ilgili kamu kurumlarının desteği ile Belek Kıyı Planının hazırlanması) planlamalar yapılarak doğal hayatın korunması amaçlanmıştır. Ayrıca Türkiye'de floristik çalışmaların son zamanlarda Türk botanikçiler tarafından yapılmasıyla birlikte endemik türlerin korunması konusunda ilerlemeler kaydedilmiştir.

 

KUŞ CENNETİ

 

        Tatil anlayışının giderek değiştiği günümüzde, doğaya dönme ve doğanın parçası olma isteği giderek artmaktadır. Hızlı ve çarpık kentleşme ve kirlilik sonucunda, insanoğlu tekrar doğaya dönme isteği duymaktadır. Tatil seçimlerinde de bu düşünceyle hareket edenler için eko turizm beklentileri bu anlamda ilçemizi ön plana çıkarmaktadır.

        Ornitoloji (kuş gözlemciliği) olarak adlandırılan ve göç eden kuşları izleme imkânı verebilen en iyi bölge olan İlçemizde pek çok kuş türünün kışlayıp, üremesi gerçekleşmektedir.

        İlçemize 8 km uzaklıkta bulunan Boğazkent Kuş Cenneti' nde, Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurulu Başkanlığı' nca kuş halkalama projesi gerçekleştirilmiştir. 50 türden 1183 kuş halkalanmış, çalışmalar sırasında Boğazkent' te ilk kez 'cüce çulluk' tespit edilmiştir. Bu türle birlikte bölgedeki toplam tür sayısı 237' ye yükselmiştir.

        'Kuş Cenneti' diye tabir edilen çok çeşitli kuş türlerinin yılın farklı dönemlerinde yayılış gösterdiği ve aynı zamanda göçmen kuş türlerinin önemli konaklama alanlarına sahip Boğazkent Beldesi ayrıca dünyaca ünlü caretta caretta kaplumbağalarının ülkemizde yumurta bıraktığı 17 bölgeden biridir.

        Canlı türlerinin yaşaması ve üremesi için elverişli doğal ortama sahip olan Serik'te şu türlere rastlanmaktadır.

 

Yöresel küçük kuş çeşitleri: Yörede bozlak, çukka, çulluk, falak, üveyik, bıldırcın, turaç, bülbül (sarıkuş) adı verilen kuş türleri bulunmaktadır.

 

Göçmen kuşlar: İbibik, takalı, çavuş, dukkuk, kırlangıç (arı kuşu olarak bilinir) gibi ötücü çok az görülen kuş türleri de vardır. Dukkuk bahar aylarında öten keklikten küçük bir kuş türüdür. Bunların yanında daha büyük olan ördek, genelde Y ve Z harfi çizerek gelen telli turnalar, kazlar, leylekler, toylar (kazdan daha iri bir av hayvanı), ördekler, mezgeldekler (bir yaban ördeği türü) ve turaç (Çukurova ve Antalya ovasına has bir kuş türü) gibi göçmen kuşlar bölgeden geçerler. Bu kuşlar kışın ağır ve çok soğuk zamanlarında ovaya ve göllere inerler.

 

Göl, sazlık ve sulak arazi kuşları: Sadece göl, sazlık ve sulak arazilerde yaşayan kuş türleri de Antalya ve Serik çevresinde bulunmaktadır; saka, karabatak, çulluk, meke, karatavuk, ördek (deniz ördeği, yeşilbaş, elmabaş, çamurcu, macar, patka ve kara ördek olmak üzere çeşitli cinsleri vardır).

 

Uçansu Şelalesi

 

        Antalya'ya 70 km uzaklıktaki Uçansu Şelalesi'ne Antalya-Serik karayolu üzerinde, Abdurrahmanlar-Gebiz kavşağından sapılarak ulaşılır. Gebiz beldemize bağlı Akçapınar köyündeki bu tabiat harikasına ulaşmak için, Gebiz'den sonra 17 km daha gitmek gerekmektedir. Bu tabiat harikasına ulaşmak güç olsa da görülecek muhteşem manzara çekilen zahmete değecektir.

        Toroslardan gelen su yeşillikler içine dökülmekten öte süzüldüğünden şelaleye, Uçansu adı verilmiştir. İlçemiz Kozan Köyü'nde bulunan ve 62 metreden dökülen Uçan 1 ile 78 metreden dökülen Uçan 2 Şelaleleri Türkiye'nin ikinci işaretlenmiş en uzun yürüyüş rotası Aziz Paulus Yolu üzerinde bulunmaktadır.

        Yılın 12 ayı alternatif turizm imkânı sunan bu eşsiz güzelliği görmek için gelenler, fotoğraf çekerek ve video kaydı yaparak bu anları ölümsüzleştirmektedirler. Yeşil ve güzel bir vadide bulunan şelalenin önünde oluşan gölün, buz gibi sularına atlayarak serinleme imkânı da bulunmaktadır.

 

Zeytintaşı Mağarası

 

        Bir milyon yılda oluştuğu tahmin edilen ve oluşumları halen devam etmekte olan makarna sarkıtları ve zengin damlataşlarını içerisinde barındıran Zeytintaşı Mağarası, Serik ilçesinin 15 km kuzeyinde bulunan Akbaş köyünün Gökçeler Mahallesi'nin güneydoğusunda Zeytinlitaş Tepesi'nin güney yamacında yer alır.

        Zeytintaşı Mağarası'nın en büyük özelliği iki kattan oluşması ve oluşumunun hala devam ediyor olmasıdır. Özellikle mağaranın her kesiminde gelişen ve boyları 5 cm ile 70 cm'yi bulan makarna sarkıtlar Zeytintaşı Mağarası'nın karakteristik şeklidir. Oluşumu devam eden bu büyüklükteki sarkıtlara ülkemizde her mağarada rastlamak mümkün değildir. Bu sarkıtlar yıl içerisinde uçlarından 0,5 mm ile 1 mm arasında kristalize olarak büyümektedirler. İnce olan sarkıtların bir metresi 200 yılda oluşmaktadır. Bu nedenle sarkıtların içinden su akmakta veya damlamaktadır. Yapı itibariyle su akışından ve kimyasal özelliğinden dolayı mağara kirlenmemekte ve doğal güzelliğini kendisi korumaktadır. Mağara; içinde oluşumu devam eden sarkıt, dikit ve sütunlar her türden bozulmamış zengin damlataşları ile kaplıdır.

        Yıllık ortalama 10.000 kişinin ziyaret ettiği Zeytintaşı Mağarası'nın açılış ve kapanış saatleri müzelerin statüsüne paralel olarak uygulanmaktadır.

 

Serik Kültür

 

GÜREŞ

 

        Tarihi çok eskilere dayanan karakucak, yağlı güreş, şalvar ve aba güreşi gibi geleneksel güreşlere ev sahipliği yapmış ve pehlivanlar diyarı olarak tanınmış Serik'te sporun ayrı bir yeri ve önemi vardır. Serik'te spor deyince akla ata sporumuz güreş gelmektedir. Güreş branşında ilçemizde yetişmiş birçok sporcu bulunmaktadır. İsmail OGAN gibi olimpiyat şampiyonu bir güreşçinin yetişmesi güreşe olan ilginin başlıca sebebidir. İsmail OGAN gibi olimpiyat şampiyonu bir güreşçinin yetişmesi güreşe olan ilginin başlıca sebebidir. İsmail OGAN' dan sonra da ilçemizde birçok güreşçimiz Türkiye Şampiyonalarında dereceler yapmış, millî mayoyu giymiştir.

        Minder güreşinin yanında ilçe insanı, yağlı güreşe de ilgi duymaktadır. Yağlı güreş, geleneksel bir Türk sporudur. Güreşçiler vücutlarına yağ sürerek güreştikleri için bu şekilde adlandırılır. Er Meydanı denilen alanlarda yapılır. Güreşçilerin vücutlarının yağlanması nedeni ile birbirlerini tutmaları zorlaştığından, büyük güç ve ustalık gerektiren bir spordur. Son yıllarda ilçemizin hemen hemen her köyünde düğün ve sünnet merasimlerinde ya da çeşme, yol, cami, okul açılışlarında yağlı güreşler düzenlenmekte, büyük bir izleyici kitlesi tarafından takip edilmektedir. Günümüzde ilçemizde yılda bir ya da iki kez yağlı güreş organize edilmektedir.

 

YÖRESEL YEMEKLERİMİZ

 

Keşkek: Buğday dövülür kabuğu alınır. Güzel bir şekilde yıkanır. Büyük kazanlarda odun ateşinde pişirilir. Daha sonra güzelce çırpılır. Sıcak olarak üzerine kızdırılmış tereyağı dökülerek servis yapılır.

Köfte: Güzel bir şekilde kıyılmış yağlıca dana veya davar etinden yapılır. Kıyma güzel bir şekilde baharatları katılarak yoğrulur. Pişirilerek yanında yeşilliklerle servis edilir. Köfteden önce piyaz yemek gelenektir.

Piyaz: Yörenin en iyi kuru fasulyesi haşlanarak yapılır. Üzerine özel olarak hazırlanmış tahinli sos dökülür. Mutlaka haşlanmış yumurta, domates, soğan ve maydanoz ile süslenerek servis yapılır.

Darı Çorbası

Biraz su kaynatılır. İçine bir miktar darı (mısır) atılır. Darılar iyice piştikten sonra üzerine yağ dökülüp yenilir.

Sütlü Bulamaç

Sütün içine biraz su katılarak ateşte kaynamaya bırakılır. Süt kaynadıktan sonra bir tabakta suyla ezilen un içine dökülür. Biraz tuz serpilir. Biraz koyulaşınca ocaktan indirilir. Soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonra yenilir.

Koca Tarhana

Buğday el değirmeninde yarılır. Yarıldıktan sonraki ayran buğdayın üzerine dökülür ve kaynatılır. Sabaha kadar bekletilir. Sabah kuruması için güneşe konur. Kuruduktan sonra çorbası yapılıp içilir.

Nehli

İçinde bolca arpacık soğanın olduğu sulu et yemeğidir.

Arap Aşı

Ocağa su konur. Un ilave edilir. Bulamaç haline getirilir. Çorba şeklinde pirinçsiz olarak acılı pişirilir ve bulamaca katılır.

Kekikli Çorba

Yarma buğday kaynatılır. İçine kekik ve nohut atılır. Pişince ayranın içine dökülür ve üzerine yağ kesilir.

Kulaklı Aş

Yufka biraz kalınca açılır. Yufka oklavaya dolanır. Sarılmış yufka bir çizgi halinde ikiye bölünür. Daha sonra muska dilimi şeklinde kesilir ve kaynayan suya atılır. Çıkarıldıktan sonra soğuk suya tutulur. Sarımsaklı yoğurdun içine karıştırılır. Üzerine yağ kesilir.

 

YÖRÜKLER

 

        Günümüzde Yörükler, eski geleneklerini büyük ölçüde kaybetmişlerdir. Konargöçerlerin sayısı 200 civarında olsa da ilçemizde yerleşik düzene geçenler de yazları yaylara giderek gelenekleri devam ettirmektedirler.

İlçemizde sosyal, kültürel ve ekonomik alt yapının özünü Yörükler teşkil eder. İlçede yaşayan Yörükler, yazları Sorgun ve Çayır Yaylasında; kışın ise Serik'te ikamet etmektedirler. Yörükler açısından göç önemlidir. Hatta göç ile ilgili söyledikleri "Yörük'e göçelim diyesiye önüne göçüver" sözü buna bir örnektir. Kışı Serik'te geçiren Yörükler, Nevruzla birlikte yaylaya göçmek için hazırlıklara başlayarak yayla turizminin gelişmesinde rol oynamaktadırlar.

 

1- Karahacılı Aşireti:

Bu aşiret, altı mahalleden oluşmaktadır. Geldikleri dönemde Balkız köyünün muhtelif yerlerine yerleşen Karahacılı aşireti; Himmetli, Sarıabalı, Hacıhamzalı, Kaldırcılar, Ali Kâhya, Solaklı adlarıyla altı mahalleye ayrılmıştır. Bu aşiretin bir kısmı daha sonraları Üründü, Deniztepesi, Balkız, Ayanos, Kızıllar, Kuşlar köylerine dağınık ve küçük gruplar halinde yerleşmişlerdir.

 

2- Honamlı Aşireti

Honamlı adının, Orta Asya'da Hunnam adlı bir bölgeden geldiği tahmin edilmektedir. Ayrıca Çin lisanında Koyun kelimesi Hun olarak adlandırılmıştır. Koyunlu adı verilen bu Türklere, Çinliler Hun adını vermişlerdir. Honamlılar fiziksel yönden diğer aşiretlere pek benzemez. Honamlı aşireti de farklı mahallelere yayılmıştır.

3-Saçıkaralı Aşireti

Bu aşirete Haytalar adı da verilmiştir. Aşiret mensupları kendilerine 'Hayta' denmesinden pek hoşlanmazlar. Yazın Şarkîkaraağaç tarafına göçerler. Aşiret, Kocayatak, Solak, Murtana, Gebiz tarafında kışlar.

4- Karakoyunlu Aşireti

Karakoyunlu aşireti mahallelere ayrılmış değildir. Kışlak ve yaylaklarında otlaklarına göre topluluklar halinde yaşayan Karakoyunlular bir muhtarın idaresinde hareket ederler. Adlarını sahip oldukları Karakoyun sürülerinden almışlardır. Karakoyunlular; Karaboynuz, Cumalı, Gebiz tarafında kışlarlar.

5- Eskiyörük Aşireti

Basırlı, Çankara, Şehit Ahmetli diye üç mahalleden oluşan Eskiyörük aşireti ilk önce Boğazak ve Çakallık köylerine yerleşmiştir. Daha sonra civar köylere dağılan Eskiyörük aşiretinin en kalabalık mahallesi Basırlı'dır. En kalabalık aşiret sayılır. Basırlı aşireti Sulu Tekke, Yanköy, Kocayatak civarına yerleşmiştir. Aşiretin diğer aileleri Cumalı, Eminceler, Taşlık, Burmahancı köylerine yerleşmiştir. Daha çok ziraat ve hayvancılıkla geçinirler.

6- Çakal Aşireti

Bu aşiretin büyük bir kısmı, Gebiz havalisi, Ayanos ve Kuşlar tarafında yerleşmiştir.

 

Yayın Tarihi: 27.11.2020